Ülser Bakterisi Ülser bakterisinin adı "Helicobacter pylori" olup, tüm ülserlerin asıl nedenidir. 1982 yılında Marshall ve Warren isimli iki bilim insanı bu bakteriyi araştırarak mide hastalıkları ile olan ilişkisini ortaya koymuş ve bu çalışmalarıyla Nobel ödülü almışlardır. Dünya nüfusuna bakıldığında, %50'den fazla kişi Helicobacter pylori ülser bakterisi ile enfekte olmuştur. Ülser bakterisi genellikle çocukluk çağında enfekte olur ve kişinin yaşamı boyunca midenin mukozasında yaşamını sürdürür. Toplumlarda ülser bakterisinin yaygınlığı daha çok sosyo-ekonomik bakımdan zayıf, geri kalmış ve dengeli ve yeterli beslenmeden uzak toplumlarda daha fazla görülmektedir. Ülser bakterisi ile enfekte olmuş bir kişide gastrit görülme olasılığı %100'dür. Kanamalı ülser riski ise %15 civarındadır. Dünya üzerinde her yıl yaklaşık bir milyon insan ülser bakterisinden dolayı yaşamını yitirmektedir. Şimdi bu bakteriye daha detaylı olarak göz atalım. Yapılan detaylı araştırmalara rağmen ülser bakterisinin doğal kaynağı bulunamamıştır. Bu bakterinin nasıl bulaştığı da kesin sonuçlara dayanmamaktadır. Ülser bakterisi için ideal bir tedavi şekli de henüz bulunmamaktadır, çünkü bu bakteri antibiyotiklere karşı direnç geliştirebilmektedir. Ülser bakterisi yapılan araştırmalarda sadece insanlarda ve birkaç tür maymunda saptanmıştır. Ülser bakterisi küçük, spiral şeklinde, kıvrımlı ve hareket yeteneğine sahip bir bakteri türüdür. Mikroaerofilik bir ortamda 37 derecede ürer. Ülser bakterisinin biyokimyasal özellikleri değişmemesine rağmen, gelişen nokta mutasyonlar nedeniyle değişim gösterebilmektedir. Bu durum hastalığın tedavisinde antibiyotik direncini ortaya çıkarmaktadır. Bakteriler kadın ve erkek bireylerde farklılık göstermemektedir. Ülser bakterisinin bazı ırklarda diğer ırklara göre daha fazla saptanması genetik özellikleri ortaya koymaktadır. Ülkemizde yetişkin bireylerde %85-90 civarında prevalans görülmektedir. Ülser bakterisi olan kişilerin çoğunluğunda gastrit oluşmasına rağmen, sadece belli bir kısmında peptik ülser ve mide kanserine rastlanmaktadır. Bu da kişinin genetik özellikleri, zararlı alışkanlıkları, beslenme faktörleri ve vitamin eksiklikleri ile ilişkilendirilmektedir. Ülser bakterisinin doğal yaşam alanı mide mukozasıdır. Fakat gastrik mukoza ve metaplazi ya da duodenum, özofagus gibi gastrointestinal sistemin herhangi bir yerine de yerleşebilir. Mide mukozası yoğun asidik ortamı nedeniyle bakterilere karşı son derece korunaklıdır. Ülser bakterisi aside karşı oldukça duyarlıdır fakat mide mukozasında asidin daha düşük olduğu yer olan antrum bölgesini seçer ve burada yaşamını sürdürür. Viral enfeksiyonlarda ve ateşli hastalıklarda midenin asit sekresyonu azaldığından, ülser bakterisi böyle durumlarda hemen mideye yerleşir. Ayrıca ülser bakterisi, kendi fizyolojisinde bulunan birtakım faktörlerin etkisi ile asidik ortama hemen uyum sağlayabilme özelliğine sahiptir. Ülser bakterisi, hareketli olması ve üreaz aktivitesine sahip olması nedeniyle asitli ortamdan kurtulur. Üreaz enzimi sayesinde asidi parçalayarak, amonyak ve karbondioksite dönüştürür. Amonyak ise asitli ortamda amonyuma dönüştüğünden dolayı, mide mukozasında canlılığını sürdürebilir. Ülser bakterisi, spiral yapısı ve kamçısı sayesinde mide içerisinde yüzebilir ve mide epiteline tutunabilir. |